Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'deki canlı sohbeti (31 Ağustos 2013; 22:30)

  • 10 yıl önce
DİDEM ÜRER: Derin yeşil gözlerine ve her şeyine hayran olduğum aşkımla devam ediyoruz, inşaAllah. Buyurun Hocam.

ADNAN OKTAR: Elhamdülillah. Biz savaş istemiyoruz. Onu iyi anlasınlar. Biz, hiç kan dökülmeden bir şey yapılacaksa onu yapalım diyoruz. Hiç kan dökülmeden. Onun dışında istemiyoruz.

DİDEM ÜRER: Mümtazer Türköne dünkü yazısında; “önceki gün Bağdat’da intihar bombacısının son sözü Allahu Ekber olmuş. Müslümanlar’ın, Müslümanlar’a karşı sürdürdüğü mukaddes cihatlar İslam coğrafyasını mezbahaya çevirdi” diye açıkladı. Ve, “Siyonist İsrail’i, emperyalist Amerika’yı Müslümanları birbirine düşürmekle suçlamak bunca kanın sebebini açıklamaya yetiyor mu?” diye yazdı.

ADNAN OKTAR: Kardeşim işte nereye dönsen, aynı noktaya geliyoruz. Başta adil, makul, sevecen, sevgi dolu bir insan olursan, her yer sakinleşir. Yoksa şu an bin bir türlü kutup var dünyada. Bin bir türlü zıt kutup. Hepsi birbirine zıt. Hepsi birbirini yiyen sistemler. Yani birbirini parçalayan makineler var şu an binlerce. Bunlar birbiriyle boğuşuyor. İstediğini yap havadan bombala, karadan bombala. Ne yaparsan yap netice alamazsın.

Şimdi Şeyhimiz dünya tatlısından kısa bir konuşma dinleyelim, sonra devam edelim. Çünkü Şeyhimiz dünyalar tatlısı Şeyhimiz demiş ki, “oğlumun duasıyla ben düzeldim” demiş kardeşlerimize. İnşaAllah, maşaAllah.

DİDEM ÜRER: Doğru söylüyor Hocam. Doktorlarda “mucizevi” demiş zaten.

ADNAN OKTAR: Evet, maşaAllah.

VTR- Şeyh Nnazım Kıbrıs Hazretleri’nin Güzel Duası

DİDEM ÜRER: Yakışıklı Hocamın güzel sohbetine devam ediyoruz, inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Bizim Mehdiyeti sürekli hatırlatmamızın sebebi şu. Çünkü eğer hatırlatmazsak adamlar der ki biz çözümü düşündük hakikaten gayret ettik ama aklımıza gelmedi derler. Onun için biz sürekli söyleyelim. Sağır sultanın kulağına kadar gitsin. Bir süre sonra çok büyük açmaza girecekler. Yani acının şiddeti çok yükselecek. Yani çarnaçar kalacaklar. Yani muazzam bir açmaz, muazzam bir acıya düçar olacaklar. Bunun sonucunda mecburen Mehdiyet’i isteyecekler. Ama söylemezsek, sorumlu oluruz. Yani bizim şu an yapacağımız şey ara ara hatırlatmak. Ama makul mantığıyla. Bakın kavga olmayacak, adalet olacak, huzur olacak. Sizin yaptığınız yöntem şu bakımdan boştur, bu şu bakımdan doğrudur şeklinde ısrarla anlatıp ve alimlerinde Müslümanları nasıl felç ettiğini. Ki bu mucizedir. Ahir zamanın mucizesi. Deccalin de istihracıdır bu. Deccal biristidracgösteriyor. Deccalin gösterdiği mucizeye, harikaya istidrac denir. Kafirlerin gösterdiği. Deccal biristidrac gösteriyor hoca efendileri böyle etki altına alıyor. Hoca efendiler bunun farkında bile değiller. Büyü yapıyor onlara deccal. Bir alim nasıl diyebilir İttihad-ı İslam istemiyorum. İnanılır gibi değil.

Şeyhimiz meşhur devriyesine çıkmış. Ne şeker insan, maşaAllah. Birde Şehyimiz bir şey dediğinde, o doğrudur. Bana bir daha sormasınlar. Şeyhimiz dedi mi tamamdır, konu kapandı. Çok şeker, net çözüm getiriyor. Mesela bir şey oluyor, şöyle olsun diyor. Yapsalar hakikaten olacak iş, bitecek konu. Değerini bilmeyenler var, onlar kalbi kararmış adamlar. İşte ölçü o. Mesela Allah dünyada imtihan ediyor bizi. Kalbi sevgi dolu olanlar, o mübarek tatlı varlığı çok seviyorlar. Kalbi karanlık, fitneci, deccalin zehrinden içmiş olanlarda, ona karşı tavır alıyorlar, Allah’ın hikmeti yani.

Aslında mektup olaraktan yazalım kurtuluşu. Alimlere, ünlü alimlere, devlet büyüklerine mektup olarak gönderelim çok kısa. Yani internette bir yer gösterelim, şu adrese girerseniz bu konuda bilgi alabilirsiniz, kurtuluş budur diyelim. Hayatın gerçeklerine ne kadar çok girdi Müslümanlar. Ben direnecekler zannettim, çok rahat kabul ediyorlar. Mesela koskoca alim adam zannediyorsun, büyük bir alim zannediyorsun. Risale-i Nur’lara ben sadık olacaklar zannettim Abdullah Yeğin’i. Fettullah Hoca neyse, o esir konumunda. Artık onun sözleri geçerli olmuyor. Yani Kuran’da ki hükümlerin dışında Kuran’a uygun sözlerin dışında hiçbir sözü geçerli olmaz. Ama mesela Adbullah Yeğin, esir konumunda değil, bir şey değil. Senin zoruna ne oluyor? Şuraya bak ağaç dikerim diyor, sanayiye bakarım ben diyor. Konu bu, din bana bunu anlatıyor İslam, ben bunu anladım diyor. Mağlup olmuşlar, çok ezilmişler demek ki. Bu çok anormal bir durum. Yani bu kadar iradesizlik olmaz. Hekimoğlu İsmail, evet. Abdullah Yeğin’in Ağabey’i o da esirdir gibi yani. O da garibimde öyle, o da öyle. Çıtı çıkmıyor adam. Bediüzzaman Seyyid diye hikaye anlatıyor, dinliyor o da mübarek. Koluna girmişler ya, sakalı uzamış falan o tatlı. Ama durumu anlattık ona. O farkına varmıştır. Hz. Mehdi (a.s.)’ı bekleyen bir insan o zaten. Yani öbür talebeleriyle beraber, öbür arkadaşlarıyla beraber bekleyen bir insan. Onları kafalamaları, kandırmaları mümkün değil. Öyle bir şey olmaz. Yani yapan için diyorum kimse onu yapmaya kalkan.

Evet, dinliyorum.

DİDEM ÜRER: Çankaya köşkünd

Önerilen