Gelevera Deresi - by Piyanist

Günlük çalışma kayıtları... Dört kanal hücum kayıt...

***
sert bir rüzgâr ve şiddetle savrulan yağmur, şu anda penceremin dışında...
içte ayrı bir fırtına, özlemişlikten yana...
içkiyi, sigarayı bıraktım epeydir...
bir fincan rezene çayıyla bakıyorum park caddesinin loş, soğuk sessizliğine...
gece yarıya yürümekte,
ömür yarıdan öte,
yürek daha çocuk yaşlarda...
hepimiz için farklı zamanlar, anlayacağın...
esinti daha hızlı ve damlalar cama minik ezgisel dizilerle çarpıp süzülüyor...
"_kendine iyi bak... koru... hastalanma..." sözlerine gerek olmamalı...
ne kar fırtınalı geceleri sokakta, kimsesiz sabaha eriştirdim...
mayalandım, şerbetlendim, efsunlandım yani mevsimlere karşı...
vişneli dondurma tadında erite erite yudumladım şunca zamanı, koşullarım ne olursa olsun...
bu nedenle ayakta kaldım, bu nedenle "ben" oldum...
uzanırım şimdi "yalnızlığın başkentinin" özgür evinin ıssız yatağına, kulaklığımda kendi müziğim...
"kendimi" dinlerim aslında, müziği değil...
sen de dinlemelisin kendini...
bağımsızlığını duyumsamalısın doğaçlama yaşanan hayat kesitimizin...
"hayat" doğaçlanmıyorsa esarettir...
anlamalısın...
ağlamamalısın...
içindeki "ben" akmamalı gözlerinden...
fırtınada, siste, ayazda ayakta kalmalısın direngenliğinle...
dışarısı soğuk, içerisi sıcak...
uzatıyorum yalnızlığımı serin çarşafa...
kulaklıkta sözler sönüyor:
" doksan dokuz yârem var / bir yâre de sen açma..."