"Resmi açıklamalara pek çok kimsenin inanmadığı yönündeki açıklamalara katılmıyorum. Bizler devletimizden, hükümetizden gelen bütün açıklamalara inanıyoruz. Bu inananların sayısının da inanmayanların sayısına çok kat be kat fazla olduğu kanaatindeyim. İnanmayanların sesi hep yüksek çıktığı için millette zannediyor ki herkes onlardan ibaret. Bir diğer husus her olayda kutuplaşıyoruz denildi. Evet katılıyorum. Niye kutuplaşıyoruz anlayabilmiş de değilim. Vatandaşlar arasında bir kutuplaşma yok. Ne zaman ki siyasetçiler devreye giriyor o zaman kutuplaşmalar had safhaya çıkıyor.

Olay mahaline Kemal bey gidiyor, üstünde helikopterler, uçaklar uçuyor. Buna rağmen helikopterler uçaklar nerede diyor. Böyle bir muhalefet olur mu ya? Başımızdan defolop gidin dercesine demeçler veriyor. Neredeyse siz iktidarda olduğunuz sürece ormanlar yanmaya devam edecek diyecek kadar pervasız bir muhalefet dili kullanıyor. Böyle bir sorumsuzluk olur mu ya? Dünyanın her yerinde yangınlar olur. Öbür gün deprem olduğunda Kemal bey büyük ihtimalle soracaktır. Yani niye depremin olacağını önceden haber almadınız. Gerekli tedbirleri almadınız. Kendi belediyelerine sorsun.

Bu konuda öncülük etmiyorlar. İzmir'in en yoksul ilçelerinden biri olan Karabağlar ilçesinden başlasınlar. Olay mahaline gidiyor, hizmeti kötülüyor. Yangın niye önlenmedi diyor. Gidiyor alkollü birisi bidonla yakıyor. Bunu nasıl önleyebilirsin? Geçen seneki envanterimize sayısız araçlar eklenmiş. Gece uçabilen uçaklarımız eklenmiş. Yapılması gereken her şey yapılıyor.


Üstünde uçan helikopteri, uçağı görmüyorsan Kemal bey bu senin sorunun. Yani biraz başını yukarı kaldır. Kemal beye kalsa meteor taşı da düşse onu Erdoğan'dan bilecek, iktidardan bilecek. Kemal beye kalsa iktidar gitse her şey düzelecek. Böyle bir muhalefet dili olur mu? Kutuplaştıran dil bu dil. Yangını söndürmeye çalışan bir iktidar var. Buna katkı sağlarsınız. Olay mahalinde başımızdan gitmediğiniz sürece bunları yaşamaya devam edeceğiz şeklinde demeçler vermek neyin nesidir, anlamak mümkün değil."