Osmanlı İmparatorluğu'nun son ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yılları Balkanlar ve Kafkasya'dan gelen büyük göçmen dalgalarına sahne oldu. Nüfus mübadelesi ve göçler aracılığıyla yaklaşık 6 milyon insan Türkiye'ye geldi. Balkan ve Kafkas göçmenlerinin aidiyetleri ise günümüzde Türklük ve İslam'ı merkeze alan tartışmalarda sorgulanıyor. Peki bu durumla ilgili göçmenler ne düşünüyor?

Türkiye'de "göçmen" denince akla Balkan ve Kafkas göçmenleri geliyor. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'ne göre son 200 yılda bu coğrafyalardan göçenlerin sayısı yaklaşık 6 milyon. Araştırmacılar bu rakama göçenlerin çocukları ve torunları da eklenince Türkiye'de en az 20 milyon kişinin Balkan ya da Kafkas kökenli olduğunu tahmin ediyor.

Göçmenler kendilerini Türkiye Cumhuriyeti'nin asli ve kurucu unsurlarından biri olarak görüyorlar. Göçmen bir ailenin çocuğu olan Ayşe Kulin, kendisinin nereli olduğunu soranlara "Anne tarafı Çerkes, baba tarafı Boşnak. Ben kendimi Türk hissediyorum" cevabını veriyor. Lozan Mübadilleri Derneği Başkanı Esat Halil Ergelen ise "Yani Nazım Hikmet'i çıkarırsak bu ülke şiirinden mesela neler kaybeder?" diye soruyor.

+90, Balkan ve Kafkas göçmenlerinin göç hikayelerini, kültürlerine ve kimliklerine dair fikirlerini kendilerinden dinledi.