Kilyos’ta Batan Tekneden Sağ Çıkan İki Kardeş O Anları Anlattı

  • 4 yıl önce
Kilyos’ta Rus tankerinin çarptığı balıkçı teknesinden sağ çıkan iki kardeş tüyleri diken diken eden o anları anlattı. Tankerin çarpışmadan sonra kendilerini adeta ölüme terk ettiğini söyleyen iki kardeş babalarının cesedinin bulunmasını istiyor.
İhlas Haber Ajansı YouTube Kanalına Abone Olmak İçin:

10 Ocak sabahı Kilyos açıklarında “Dursun Ali Coşkun” isimli Türk balıkçı teknesi ile “GLARD 2” isimli Rus tankeri çarpışmış, kazada 3 balıkçı kurtarılırken 3 balıkçı ise denizde kaybolmuştu. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı TCG Alemdar denizaltı kurtarma gemisi ve Sahil Güvenlik ekiplerince yürütülen çalışmalar sonucunda kayıp balıkçılardan ikisinin cesedine ulaşılmıştı. Kayıp balıkçılardan Yusuf Coşkun’un cesedi ise tüm çabalara rağmen bulunamamış, arama çalışmalarına ara verilmişti. Kaza esnasında babaları Yusuf Coşkun ile aynı teknede bulunan Dursun Ali Coşkun ve ağabeyi Fatih Coşkun tüyleri diken diken eden o anları anlattı. Teknelerine çarpan Rus tankerinin çarpışmadan sonra kendilerini fark etmesine rağmen yardımda bulunmayarak yoluna devam ettiğini söyleyen Fatih Coşkun, “Bizi orada ölüme terk ettiler. Teknemizi batarken gördüm, babam gidiyor babam dedim” şeklinde konuştu ve gözyaşlarına boğuldu.
“Ne bir far ne bir anons ne de bir ışık gelmedi”
Hiç beklemediği bir anda Rus tankerini karşısında gördüğünü söyleyen Fatih Coşkun, “Gemi bize yaklaşırken 5-10 metre kala sisin içerisinden geminin burnunu gördüm. Bunun üzerine makinelere yol verdim ama yol vermeye kalmadan balb motorun tam ortasından merkezledi ve kaldırmaya başladı. ‘Kaptan, kaptan’ diye bağırmaya başladım ama gemiden herhangi bir hamle görmedim. Gemi kendi halinde bırakılmış gibiydi. Çarpmadan önce herhangi bir far, ışık, telsiz anonsu gibi bir uyarı vermediler. Gemi kendi halinde, otomatik pilota bırakılmış şekilde gidiyordu. Bize bordadan bindirince bağırmaya başladık. Gemi hala yoluna devam ediyordu. Ben ‘Kaptan, ne olursun dur’ diye bağırıyordum ama o yoluna devam ediyordu. O esnada gemide iki kişinin baş tarafına doğru koşmaya başladığını gördüm. Bir süre sonra gemi hareket halindeyken üzerime ışık tuttular, daha sonra köprü üstüne bildirdiler sanırım durumu ve gemilerini boşa aldılar. Bizim teknemiz sular içerisinde gemiden ayrılırken alabora olmaya başladı. Ben de yanımdakilere ‘Kendinizi denize atın, tekne alabora olacak’ dedim. Kendimizi denize attık, bir süre sonra yeniden bir araya geldik. O esnada kardeşim ‘Ağabey, hakkını helal et. Ben boğuluyorum’ deyince ona ‘Sakın kendini bırakma, çocukların var, benim gözümü arkada bırakma’ dedim. O da ‘Ben artık dayanamıyorum’ deyince kolundan tuttum ve çıkarmaya çalıştım” dedi.
“‘Kaptan, bizi kurtar’ diye bağırdım, ölümü hissettim”
Denizin ortasında soğuktan donmak üzereyken adeta ölümü hissettiklerini söyleyen Fatih Coşkun, “Bir yandan da ileride boşta bekleyen gemiye doğru ‘Kaptan ne olursun kurtar bizi’ diyerek bağırıyorduk. Onlar ise ışıkla kendi gemilerinin çarpan yerine bakıyordu. Bize ışık ya da projektör tutmadılar, herhangi bir yardım gelmedi. Sanki ölmemizi bekler gibiydiler. O an bir yandan babamı bir yandan da diğer mürettebatı düşünmeye başladım. Su soğuktu, 5-6 dakikadır o soğuk suyun içindeydik. ‘Kaptan ne olursun bizi kurtar’ diye bağırmaya devam ettik. Ölümü hissetmeye başladık. Kaptana avazımızın çıktığı kadar bağırdık ama yardım eden kimse olmadı” şeklinde konuştu.
“Allah’a el açtım, ‘Ne olur duysun sesimizi’ dedim
“Umutsuz ve çaresiz bir şekilde beklerken karanlığın içerisinde bir gemi gördüm” diyen Fatih Coşkun yaşadığı tarifi mümkün olmayan duyguları, “Sonra bir an etrafıma baktım ve karanlıkta uzaktan teknelerin geçtiğini gördüm. Üzerinde yeşil ışık yanan bir teknenin bize doğru geldiğini fark ettim ve ‘Allah’ım ne olur bize geliyor olsun’ dedim ama o açığa doğru yöneldi. Bağırmaya devam ettik. Ben gemiyi tanıdım, adı ‘Mahmut Sefa’ idi. Kardeşim Ali’den bağırmasını istedim ama o ‘Ağabey, ben tükendim. Artık bağıramıyorum’ dedi. Ben de diğer arkadaşla birlikte bu kez ‘Mahmut Sefa’ şeklinde bağırmaya başladım. Allah’a el açtım, ‘Ne olur Mahmut Sefa duysun sesimizi’ dedim. Sonra ,Allah’ın hikmeti, tekne bir anda karanlığın içerisinden tekrar bize doğru döndü ve üzerimize yanaştı. Bizim teknemiz ise ağır ağır kafadan gömülmeye başlamıştı. Bizi Mahmut Sefa’ya aldılar, hepimiz bir yandan titriyor bir yandan da ağlıyorduk” sözleriyle anlattı.
“Babam gidiyor, babam”

#haber #sondakika #gündem

================================

İhlas Haber Ajansı Resmi Web Sitesi


İhlas Haber Ajansı Sosyal Medya Adresleri





İhlas Haber Ajansı hakkında


İhlas Haber Ajansı’na ulaşmak için

Önerilen