Akşemseddin Kimdir?
  • 8 yıl önce
Akşemseddin, asıl adı ile Mehmet Şemseddin,
Şeyh Hamza'nın oğlu olarak, 1389 yılında Şam 'da doğmuştur. Şeyh Hamza ailesiyle beraber geldiği Amasya'da küçük Şemsettin'i iyi yetiştirmiştir. İlk tahsilini babasından alan Akşemseddin, 7 yaşında hafız olup, ailesiyle birlikte Amasya'nın merkezde bulunan Kavaklı bölgesine yerleşmiştir. Babasının vefatından sonra Amasya ve Osmancık medreselerinde eğitimini tamamlayan Akşemseddin, müderrislik payesi aldı ve Osmancık Medresesine müderris oldu. Akşemseddin ayrıca, tıbba ve eczacılığa merak sararak tıp ilmini öğrendi. Daha önceden Abdülkâdir Geylânî, İmam-ı Gazali ve Muhammed Celaleddin-i Rumi örneklerinde görüldüğü gibi, ilim tahsili ile tatmin olmayan Akşemseddin, irfan tahsili için müderrisliği ve medreseyi terk etti. Tasavvufa olan ilgisinden dolayı, Akşemseddin önce İran'ı dolaştı ama umduğunu bulamadığı için tekrardan Anadolu'ya dönmek zorunda kaldı. Anadolu'da ise, Akşemseddin'e Ankara'da bulunan Hacı Bayram Veli'yi tavsiye ediyorlardı.
Halep'te bir gece rüyasında boynuna bir zincirin takılmış olduğunu, zincirin diğer ucu Hacı Bayram Veli'nin elinde ve kendisini Ankara'ya doğru çektiğini gördü. Bunun üzerine tekrardan Ankara'ya döndü. Hacı Bayram Veli'nin yanında özel ilgi ve mücâhadeye alınan Akşemseddin, kendisine gösterilen bu ihtimamı en iyi şekilde değerlendirdi. Kısa sürede tasavvufun inceliklerini öğrenen Akşemseddin, bu başarısından dolayı Hacı Bayram Veli'den icâzet aldı ve Ankara'dan ayrılıp Beypazarına yerleşti. Beypazarında büyük bir şöhret bulan Akşemseddin, kısa bir süre sonra oradan da ayrılır ve İskilip'e yerleşir. İskilip'ten de yine aynı kesrete düşme sebebiyle ayrılır ve Bolu'nun Göynük ilçesine yerleşir. Göynük'te de yine bir değirmen ve mescid inşa ettirip, kendi çocuklarının tahsil ve terbiyesi ile meşgul olmuş, diğer taraftan mevcut eserlerini yazmıştır.
Akşemseddin'in asıl ünü, II. Murat'ın emir ve isteğiyle II. Mehmed'in hocalığına tayin edilişiyle başlamıştır. Akşemseddin, II. Mehmed'e danışmanlık yapıp İstanbul'un fethine katkıda bulunmuştur. Akşemseddin, çocukları ve öğrencileriyle birlikte orduya katılmışlardır.
II. Mehmed, İstanbul'un fethinin ardından Ayasofya'da hutbesini tamamladıktan sonra, minberden indi ve Akşemseddin'i imâmete geçirdi. Böylece Akşemseddin, fethin ilk Cuma namazını kıldırmış oldu.
Akşemseddin, fetihten sonra, II. Mehmed'in ısrarına rağmen İstanbul'da kalmak istemedi, Göynüğe çekildi ve 1459'da yetmiş yaşında orada vefat etti.
Akşemseddin, bilimde ve tasavvufta olduğu gibi, tıp ve eczacılık alanında da büyük bir üne sahipti. Sadece beden hastalıklarının değil, aynı zamandan ruh ruh hastalıklarını da tedavi ederdi.
Akşemseddin, yaklaşık iki asır sonra keşfedilen mikrobu, Maddetü'l-Hayat adlı eserinde yıllar öncesinde dile getirmişti.