Şems Suresi’nden Hz. Mehdi (as) ile ilgili ayet açıklamaları

  • 11 yıl önce
ADNAN OKTAR: Şems Suresi, illa ki Mehdiyet. Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla. Orada fecrden bahsediyor şimdi burada güneşe geçmiş Allah. Doğmuş artık güneş. “Güneşe ve onun parıltısına andolsun” (Şems Suresi, 1) diyor Allah, yemin ediyor. Şeytandan Allah’a sığınırım. Yani Hz. Mehdi (a.s)’a ve saçtığı nura inşaAllah. “Onu izlediği zaman aya” (Şems Suresi, 2)  Hz. Mehdi (a.s)’ın yardımcılarına da işaret var burada. Aya da dikkat çekiliyor ama Hz. Mehdi (a.s)’ın yardımcılarına da işaret ediliyor. “Onu (güneş) parıldattığı zaman gündüze” (Şems Suresi, 3) Bak onu güneş parıldatıyor ya, gündüz olmuş artık. Ortalık aydınlanmış. Zulümat gitmiş. Karanlık gitmiş. “Onu sarıp-örttüğü zaman geceye” (Şems Suresi, 4) Bu sefer karanlık, arkasından karanlık geliyor. “Göğe ve onu bina edene” (Şems Suresi, 5) Bakın hep iman hakikatlerine Allah dikkat çekiyor. “Ay, güneş, gök, onun bina edilmesi, fizik kanunları, bunları inceleyin” diyor Allah. “Yere ve onu yayıp döşeyene” (Şems Suresi, 6)  “Yeri inceleyin” diyor Allah. Yer bilimleri. “Bitkiler, bitkileri inceleyin” diyor Allah. “Nefse ve ona 'bir düzen içinde biçim verene” (Şems Suresi, 7) Altın oranla en düzgün şekilde Yaratan’a. “Bunları da inceleyin” diyor Allah. “Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun).” (Şems Suresi, 8) Yani insan bir kötülük yaptığında ‘ben bilmiyorum da onun için yaptım’ diyor. Haydi oradan. Bilmez olur musun? Biliyorsun. Her yanlış mutlaka her insana ilham edilir. Her anormal hareket. Bilerek yaptığı için insanların yüzü kararır. Yani vicdansız derler ya. Vicdansız. Her bilgi, bir insan yanlış yaptığını, konuşurken mesela bir münasebetsizlik yapıyor ya, hemen ona bildirilir. Bildiği halde yapar insan. Yoksa bakın çocukluktan itibaren, ölünceye kadar her insana, her an doğru olan kalbine vahiyle bildirilir. Doğru olan. Mesela pis bir söz edecek değil mi? “o yanlış, söyleme” diyor Allah. Kalbine doğuyor, ilam oluyor. Buna rağmen söylüyor. Yine söylüyor. Zaten onun gerilimini yaşamaya başlıyor sonra. Mesela sesi gider, ağlar, kızar, öfkelenir. Tansiyonu çıkar. Tansiyonu düşer. Allah’ın dediğini yapmadığı için ızdırap duyar. Allah’ın dediğini yapsa kalbi ferah olacak. Diyor ki, “ben bilmiyorum.” Allah da ne diyor bak; “Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun).” İlham ne demek? Vahiy demek. “İkisini de ilham ediyorum” diyor Allah. Bak önce saldırganlığı, kötü tavrı iham ediyor. Mesela “Nasılsın?” diyor, “sana ne” diyor adam. “Nasılsın?” dediğinde ona “Allah razı olsun iyiyim, elhamdülillah” diyebilir. Ama “sana ne”yi de ilham ediyor Allah. “İkisini de diyebilirsin” diyor. Ama doğru olan, “elhamdülillah, Allah’a hamd olsun. Sen nasılsın?” demesi lazım. Onu da ilham ediyor. O hangisini tercih ediyor. Yanlış olanı tercih ediyor. Vahiyle bildirilen, doğru olanı tercih etmiyor. Bak, “Onu arındırıp-temizleyen gerçekten felah bulmuştur.” (Şems Suresi, 9) Arındırmak ne demek? Demek ki bir şeyin arı hali önce, petrol geliyor değil mi? Arı değil. Rafine edilmemiş. Katranı ayrılıyor. Bilmem nesi ayrılıyor. Onun içinden benzin çıkıyor. Saf olarak. Mesela uçak benzini çıkıyor. Rafine ediliyor, arı hale getiriliyor. İnsan da işte yanlış bilgiyle doğru bilgiyi, ikisini birden veriyor. Vahyi dinleyip arındıracak. Doğru olanı alacak. Yanlış posa kısmı kullanmayacak. Bak, “Onu arındırıp-temizleyen gerçekten felah bulmuştur.” Temizlemek. Demek ki bir kir halinde geliyor. Kirliyi atıyorsun, temizi sana kalıyor. Arındırma ne demek? Posa kısmını, yanlış kısmını atıyorsun, sana faydalı olanı tutuyorsun. Bu “felah bulmuştur” diyor Allah, “kurtulmuştur bunlar.”

“Ve onu (isyanla, günahla, bozulmalarla)” bağırıp çağırıp, terslikle, harama girerek, Kuran’ın hükmünü dinlemeyerek “örtüp-saran” nasıl örtüyor? Demagoji yapıyor; ‘aslında ben ona öyle demek istememiştim. Siz yanlış anladınız. Ben aslında ona öyle derken iyi niyetle dedim.’ Bunlar hep örtme ve sarmadır. Çok görüyordur insanlar bunları, örtme, sarma yaparlar. Açıkça mesela belli bir şey. Örtüp sarıyor, anlamazdan geliyor. ‘Ben orada görmüş olsam, fark etsem hemen yapardım. Orada ışıktan gözüm kamaştı. Göremedim.’ Atıyor yani. Ona diyor işte Allah, “örtüp sarma” diyor.  Bak, “örtüp saran da elbette yıkıma uğramıştır.” (Şems Suresi, 10)“O mağlup olur, ezilir” diyor Allah. “Günaha girer, belaya girer, helak olur sonunda” diyor, Allah esirgesin.

“Semud (halkı) azgınlığı dolayısıyla yalanladı;” (Şem

Önerilen