Çocuklara eğitimin genel kültür için olduğu sevgiyle öğretilmeli.

  • 10 yıl önce
DİDEM ÜRER: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti grup toplantısında; “Andımız uygulaması 1933’te başladı. Metin yazarı tartışmalı bir isim olan Doktor Reşit Galip’ti. Reşit Galip insanları kafataslarına göre sınıflandırıyordu. Türkçe ezan konusunun da yazarlarındandı. Her sabah Türk’üm demekle Türk olunmaz. Çalışkanım demekle çalışkan da olunmaz” diye söyledi.

ADNAN OKTAR: Türk’üm denince, “Bu vatanın hemşerileriyiz. Bu vatanın insanlarıyız” o anlamdadır. Yani kafatası, genetik anlamda Türk’üz dese bile, zaten bilimsel olarak imkansız böyle bir şey. Zaten yalan söylemiş olur söyleyen. Böyle bir kavim bulamazsın. Ne saf Kürt bulabilirsin, ne saf Arap, ne de başka kavimlerden insan. Dolayısıyla bence bir telkin o. Güzel bir şey o, çalışkanım. Çalışkanlığı teşvik eden bir ifade o. Bir çocuk çalışkanım diye her gün diyor, mesela o bilinçaltında ona hoş etki yapar. Sabah çalışkanım deyince, hoş duygular uyandırır kalbinde. “Varlığım Türk varlığına armağan olsun” işte “ ben milletim için, Allah rızası için çalışacağım, gayret edeceğim anlamında ama tabii çocuklar onun şuurunda olmayabilirler. Yani ben ilkokul dönemlerini hatırlıyorum, yani böyle bir soğuk bir anlatım vardı. Hakikaten ben genel kültür için okula gittiğimizi bilmiyordum. Tabii bilgilenmek, olgunlaşmak için okula gittiğimizi ben bilmiyordum. Okula gidilir diye o şekilde biliyorduk. Halbuki amacın ne olduğu öğretilse, yani amacın olgunluk, kalite, seçkin insan meydana getirmek, insanlarla rahat iletişime giren kaliteli vatandaşlar yetiştirmek olduğu söylenilmiş olsa çocuklara, çocuklar çok daha şevkli olur, çok daha zevk alırlar. Cereme gibi oluyor imtihanlar, cezalandırma gibi. Yani dehşet yaşıyor çocuklar imtihan günleri. Halbuki bu zevkli, eğlenceli bir şey olması lazım. Hoşnutlukla onu yapmaları lazım, severek yapmaları lazım. Mesela tarih bilgisi çok şahane bir şeydir. Çocuk eğlenerek onu öğrenmesi lazım. Mesela film olarak anlatırsın. Ama tarih dersinde çocuk ter döküyor adeta. Fizik de öyle, ter döküyor. Mesela Yurttaşlık Bilgisi dersi de vardı bizim zamanımızda, çok hoş bir şey, gayet güzel, kaliteli insan yetiştirmek amacıyla olan güzel bir çalışma. Ama orada öyle bir görüntü yok ki. Mesela Ticaret dersi vardı, bayağı sıkıcı oluyor. Müzik dersi de öyle, acayip sıkıcı olurdu, çok rahatsız edici olurdu. Bir müzik olmaz, başka her şey oluyordu. Do, si, la, si, fa, sol, la, si falan. Tamam da yani ne alaka? Eğlendirici hoş bir yönü olması lazım. Müziği sevdirici olması lazım. Müzikten insanı soğutan bir üslupla anlatırlardı. Resim dersi bir tek güzel olurdu, ben beğenirdim. Mesela Türkçe çok şahane bir ders, Türk Edebiyatı çok şahane bir ders, onun lezzetinin, mantığının anlatılması durumunda, çocuklar onu heyecanla, aşkla dinler. Mesela Osmanlı edebiyatı, Türk edebiyatı neden öğretildiği anlatılırsa, çok hoş olur. Mesela Yakın Çağ tarihi, Orta Çağ tarihi mesela tarih bilgisi kaliteli bir insanın özelliğidir. Klas bir insan, bütün dünya tarihini özet olarak bilir. Bunu çocuk bilirse, klas delikanlı olmak için severek yapar, Allah rızası için. Allah rızasının önemi vurgulanması lazım. O zaman hayatı anlamlı olur. Kara tahtaya yazı, toz moz olurdu bilmem ne falan, kara gömlek falan. İşte aslında biraz faşist sistemde vardı işin doğrusu. Çocuklar sıraya dizilir, yanlış yapanlar, sıra dayağından geçirilir. Bahçede yiyecek alanlar, yakalayan hafiyeler olurdu böyle hafiye öğrenciler. Yani çok gereksiz bir dehşet ortamı, gereksiz bir soğuk ortam oluşurdu. Halbuki sevgiyle ve sevecenlikle eğitim ortamı olmuş olsa, çocuklar müthiş bir aşkla, müthiş bir sevinçle okula giderler. Okuldan kırmak, okuldan kaçmak, öğrenciler için bir nimet oluyordu birçoğu için. Mesela öğretmen gelmediğinde sevinç duyuluyordu. Halbuki insan, nimetten mahrum olduğunu o anda düşünmesi lazım. Bu Mehdiyet döneminin güzellikleridir. Mehdiyet döneminde bu tam rayına oturacaktır. Her şey sevgiye dayalı olacağı için, eğitim de sevgiye dayalı olacaktır, şefkate dayalı olacaktır. Ama şu an eğitimde sevgi baz alınmış gibi görünmüyor. En azından bana öyle gelmiyor, bilmiyorum.

Önerilen